Muhtesem Lincoln'ler -Ustte23 Nisan Kulesi’nden, Atatürk’ün tören ve makam otomobillerinin sergilendiği Barış Kulesi’ne geldiğinizde Lincoln’lerle karşılaşıyorsunuz. Burada sergilenen iki Lincoln 1935 ile 1938 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı’nca Atatürk’e tahsis edilmiş. Tören otomobili 1934 model bir cabriolet. Yani Lincoln’ün K serisinin tek cabriolet versiyonu. Siyah renkte, 12 silindirli bir motoru var. Atatürk, bu cabriolet’i devlet başkanlarını selamlarken kullanırmış. Aracın bez tavan bölümü arkaya doğru toplanmış duruyor. Bakımsız ve yırtılmış. Atatürk’ün vefatından sonra bir süre daha, hatta Celal Bayar döneminde de kullanılmış. Paslı ve kötü boyanmış yerleri var.
Hem Lincoln’lerde hem de Cadillac’ta önde yer alan amblemler zamanında kopartılmış ve yerine yenisi konmamış. Her üç otomobilde de bulunan gösterişli V12 amblemleri ise hâlâ sağlam. Adeta zamana karşı koymaya çalışıyor bu üç otomobil. Atatürk’ün kullandığı bir diğer makam otomobili ise de Lincoln K. Kocaman bir ızgarası ve mavi bir V12 amblemivar.
Arabaya binip inmek için açılan bir basamağı mevcut. İçeride kullanılan malzemeler zamanına göre lüks sayılır. 3 ileri manuel vitesli, Stromberg karbüratörlü, 6.8 litrelik, 150 HP gücünde 12 silindirli bu otomobilden sadece 45 tane üretilmiş. Ayrıca arabanın bir önemli özelliği var; zırhı.
Atatürk’ün makam şoförü Atatürk’ün makam şoförü Ahmet Fahri Uçar 1997’de vefat etti. Çocukları ve torunlarına anlattıklarına göre Ahmet Fahri, Atatürk’ün mavi şimşek gibi çakan gözlerine bakamazmış. Uçar’a göre Atatürk disiplinli, ama sevecen, her zaman şık ve bakımlıymış. Ahmet Fahri Uçar, Atatürk’ün alnından öpmesini anlatmaktan hoşlanıyor. Atatürk birisini yanına çağıracağı zaman “Asker evladım, bir dakika gelir misin?” diye seslenirmiş. Şoför Fahri’ye de hep “Evladım” diye hitap etmiş. 6 yıllık makam şoförlüğünün en acı gününü 10 Kasım 1938 günü yaşadığını anlatan Fahri Ahmet Uçar’ın makam şoförü olarak son görevi doktoru alıp Dolmabahçe’ye getirmek olmuş. Atatürk’ün çenesinin bağlandığı mendili ve kahve içtiği son fincanı yıllarca hatıra olarak saklayan Ahmet Fahri Uçar yıllar sonra oğlunu ve karısını da kaybetmiş, ancak iki cenazede de ağladığını gören olmamış.