Klasik özel yapım prototip araçlar, çoğu zaman otomobil fuarlarında şov aracı olarak tasarlanırlar. Bu araçlar kısa ömürlerini tamamladıktan sonra çoğunlukla hurdaya gidip parçalanmışlar; gerçekten fark yaratabilen azınlıktakiler ise ömürlerini müzelerde geçirmek durumunda kalmışlardır. Bu araçlar kimi zaman sadece insanları etkilemek amacıyla yapılmışken, kimi zamanda teknolojik yeniliklerini sergilemek için dizayn edilmişlerdir.
Bu yazıya konu olan 1955 Mercury D528 yukarıdaki tanımların hiçbirine uymayan klasik bir prototiptir. Halka hiçbir zaman sunulmadı. Çünkü Ford mühendisleri bu aracı üzerinde çeşitli testler yapabilecekleri bir laboratuvar faresi olarak kullanmak istemişlerdi. Bu araba Ford tarafından klima teknolojileri, kaza güvenliği ve farklı tasarım anlayışlarının denendiği bir araç olarak dizayn edildi.
Bu aracın tasarlandığı yıllarda henüz binek araçlarda önden çarpmalarda darbe emilimi, elektrikli cam uygulaması ve klima standart özellikler arasında yer almıyordu. Ancak Ford ilerleyen yıllarda bu özelliklerin kullanıcılar tarafından popülerlik kazanacağını ve talep edileceğini tahmin ediyordu. Bu araç Ford için pekçok teknolojinin önünü açtı.
50'li yıllarda klima sistemleri bagaj içerisinde çok yer kaplıyordu. Yakıt tankı ve yedek lastik de bagaja konulunca devasa boyutlardaki araçlarda orantısız derecede küçük bagaj hacimleri oluşuyordu. Ford mühendisleri bu durumu aşabilmek için yedek lastiği çamurluk içerisine koymayı düşündüler. Böylelikle bagajda önemli bir alan açtılar.
Ayrıca yakıt tankını da dikey hacim kazanmak ve arkada dengeyi sağlamak amacıyla aracın altından alarak karşıt çamurluk içerisine koydular. Böylelikle bagaj tabanını daha da alçaltarak alan kazandılar. Ancak bu özellik güvenlik açısından riskli bulunduğu için sonradan hiçbir seri üretim araçta kullanılmadı. Çünkü yakıt tankını bagajdan yer açmak için aracın nispeten güvenli bir bölgesinden alıp, hasar görme olasılığı en yüksek bölgesine taşımak anlamsızdı.
Ford bu aracın havalandırma sisteminde de radikal bir fikir oluşturmuştu. Soğuk havayı koltuk yastıklarından yukarıya tavan döşemesine göndererek aracın içerisinde dolaştırdılar. Arkadan üretilen yüksek basınçlı soğuk hava en arkada tavandaki önce küçük deliklerden, ilerledikçe giderek büyüyen deliklerden araç içine yayılarak nispeten dengeli bir soğutma oluşturulmuştu. Bu düşünce son derece yenilikçi ve radikal bir çözüm olsada kısa sürede klima teknolojilerindeki gelişme sebebiyle standart seri üretim otomobillerde hiçbir zaman uygulama alanı bulamadı.
Aracın tasarımında o döneme kadar rastlanılmayan bir özellikte geriye eğimli ve açılabilir arka camdı.
Geriye eğik cam 50'li ve 60'ların Mercury ve Lincoln'lerinde sıkça kullanılmıştır. Ayrıca Ford'un İngiltere'de sattığı 4 silindirli küçük otomobili Ford Anglia'da da bu tasarım özelliği aynen geçmiştir.
Peki bu araç hurdaya ayrılmaktan nasıl kurtuldu? Aslında D528 uzun süre Ford depolarında kaldı. Yaklaşık 8 yıl sonra ünlü modifiyeci George Barris, Ford şirketini kendisine özel yapım kullanılmayan arabalardan bazılarını vermesi için ikna etti. Böylece bu araçlara televizyon dizilerinde ya da sinema filmlerinde yeni bir hayat verrebileceğini düşündü.
Ford şirketi, bu araçla beraber Lincoln Futura'yı da George Barris'e verdi. Lincoln Futura'ya da kısaca değinmek gerekirse bu araç 1966 da televizyonlarda yayınlanan Batman dizisinin ünlü Batmobile aracıdır.
D528 ise ünlü komedyen Jerry Lewis'in "The Patsy" isimli filminde onun aracı olmuştur. Tabi özgün yapısı biraz değiştirilerek... Filmde aracın adı "Beldone" olarak adlandırıldığı için D528 i pekçok klasik sever hala Mercury Beldone olarak adlandırır.
Filmden sonra çeşitli koleksiyonculara geçen araç tekrar özgün haline dönüştürülmüştür. Son olarak bir müzayedede "Petersen auto museum" tarafından satın alınan araç, halen bu müzede sergilenmektedir.