CADİLLAC'ların ÖZÜMÜZDEN YANSIMALARI...

[57erol]

Bende bilmiyorum ama arkadaki Taksilerde 01 yazıyor galiba

[chevrolet60]

Adana daki mi veya başka şehirde mi ağabeyim .

Bence Adana da Recai İpekbayrak'ın Caddy'si

[bigshark]

Adana daki mi veya başka şehirde mi ağabeyim .

Bence Adana da Recai İpekbayrak'ın Caddy'si

Bence de

[KemalAkel]

[hardtop_fatih]

[57erol]

[OldieS]

[OldieS]

[THUNDERBIRD78]

[KemalAkel]

LEVENT’TEKİ CADDILLAC’IN SIRADIŞI ÖYKÜSÜ

Samsun Yolcu Gemisi Süvarisi Kaptan Adnan Ülgezen’in Hatıratı’ndan:

“…1955 yılına girmiştik. Kuveyt Emiri İngiltere’den dönüşünde, Marsilya Limanı’ndan gemimize bindi. Kendisini Beyrut’a götürecektik.

Önceleri hava güzeldi, yolcuların şansına Paris’in ünlü müzik topluluklarından birini de konser vermek üzere Beyrut’a götürüyorduk. Her gece havuz başında dans müziğini onlara çaldırtıyorduk. Ayrıca yolcularımız arasında bulunan bir kadın kendisinin ip cambazı olduğunu ve Kuveyt Emiri için bir gösteri yapmak istediğini söyledi.

Ne yazık ki bu eğlenceli yolculuğun tadı İskenderiye’ye bir gün kala kaçtı. Hava bozdu, fırtınalı sahaya girdik. Ertesi gün İskenderiye Limanı’na geldik. Liman giriş-çıkışa kapalıydı. Gemiler açıklarda dolaşıyor, limanın açılmasını bekliyordu.

Ben 1930’lardan beri İskenderiye Limanı’nı bildiğim için, altımdaki gemiye de güvenim varsa, her denizli havada girip, çıkabilirdim. Denizlerin ufalmasını ve limanın girişe açılmasını bekleyen gemilerin arasından geçerek büyük kanala girdim. Denizler arkadan geliyor gemiyi hem yalpaya düşürüyor, hem de başını sağa sola gezdiriyordu. Beş saat gibi süren beş dakikalık heyecanlı bir seyirden sonra dönüş şamandırasına geldik. Burada döndük gemi daha da fazla sallanmaya başladı. Mendirekten içeri girdikten sonra tehlike söz konusu değildi. Rıhtıma yanaştık, yolcularımızı ve yükümüzü boşalttık, yeni yolcularımızı ve yükümüzü aldıktan sonra Beyrut’a hareket ettik. Gemiler hala dışarıda limanın açılmasını bekliyordu.

Fırtına Beyrut’a kadar aynı şiddette devam etti. Ama biz hiç rötar yapmadan Beyrut’a vardık. Kuveyt Emiri bu zor ve tehlikeli yolculuk sonunda bana Caddillac bir otomobil ve bir takım prens elbisesi hediye etti.
….. arabayı görmeye gittim. Dışı lacivert, içi açık gri, yerler mavi halı kaplıydı. Camları bir düğmeye basılarak elektrikle açılıyordu. Radyo, saat, hiçbir aksesuar eksik değildi ve vitesi otomatikti. Ne var ki o tarihlerde lüks arabaların yurda girmesi yasaklanmıştı. Aylarca uğraşıp da sonuç alamayınca Başbakanlığa başvurdum; hediyesini Kuveyt Emirine iade etmekten başka çarem kalmadığını yazdım. Başbakan Adnan Menderes iadesini kabul etmemiş, gümrüğünü ödemem şartıyla çıkartılan özel izin sayesinde arabayı memlekete sokabildim. ”