13 yaşımdan beri otomobillerle ilgili yayınları takip etmeye çalışırım, her zaman işin mekanik boyutu ilgimi çekmiştir. Sanırım çok fazla okuduğum için kemer takmadan bindiğim azdır. Şoför koltuğunda ise hiç diyebilirim. Kaldı ki sadece önde oturanların değil arkada ki yolcuların da takması gerekli, sonuçta aynı araç. Ne diyelim ceza korkusundan değil de bilinçli bir şekilde tehlikenin farkında olarak taktığımız günlere...
Tayfun bu memlekette çifte standart olduğu sürece hiç kimse emniyet kemerinin hayat kurtardığı iddiasına beni inandıramaz.
Geçenlerde de konusunu etmiştim; Bir hususi araç sürücüsü 500 metrede gitse emniyet kemerini takmak zorunda.
"Yahu yakın mesafe gidiyorum" itirazı sökmez. "Takması zor değil" ithamı ile karşılaşır...
--O--
"Ticari araç sürücüsü neden takmıyor, bu mecburiyet ona niye yok?" diye soruyoruz, verilen cevap...
"Arabadan ikide bir indiği için zırt pırt takmak olmasın" zırvalığı söyleniyor.
Kuyruklu yalan...
Örneğin bir taksi sürücüsü Beşiktaş'tan yolcu alıyor ve Maslak'ta indiriyor. Oradan bir yolcu ver elini Mecidiyeköy. Biraz takılıyor yine bir yolcu, doğru Kağıthane. Arabadan 1.5 saattir inmeden kemersiz olarak seyahat ediyor.
--O--
Şimdi buraya kadar herşey güzel ama hususi araç kullananın canı can'da diğeri patlıcan'mı?
"Eh efendim o da taksın, niye takıyorsun sana mecbur değil diyen yok ki." derler...
Şimdi kimse kusura bakmasın... Severek isteyerek kimse takmıyor, itiraf edin...
"Bu memlekette motorlu tüm araçların sürücüleri emniyet kemeri takmak zorunda, yoksa cezayı ayrım yapmaksızın yer" diye kanun çıkarsa o zaman iddiamı geri alırım...